• Medicana Samsun Hastanesi

Şeker Hastalığı Cerrahisi

Şeker Hastalığı Nedir?

Şeker hastalığı, diğer adıyla diyabet, pankreasın ürettiği insülin yetersizliği ya da eksikliğinden kaynaklanan ciddi sorunlara yol açan bir hastalıktır. Günümüzde sık görülen diyabet, tıpta “diabetes melltus” olarak bilinir.

Vücut sürekli olarak kanda bir miktar glikoza (şeker) gereksinim duyar. Hücrelerdeki glikoz, günlük yaşamı sağlayan enerji kaynağıdır, insülin kan dolaşımındaki glikozu hücrelere taşır.

Vücut, basit şekerlerin tümün genellikle glikoza çevirir, kanda dolaşan ve hücreler tarafından alınan şeker, glikozdur, kan şekeri “kan glikozu” anlamındadır.

Vücuttaki hücrelerin çoğu, enerji kaynağı olarak, yiyeceklerden alınan lipid (yağlar) karbonhidrat (şekerler) ve proteinleri kullanır, fakat bazı hücreler yalnızca glikozu yani şekeri enerji kaynağı olarak alıp kullanabilmektedir. Bunlar, beyin hücreleri, sinir hücreleri ve kandaki alyuvarlardır.

Doktora Sor
Tanı ve tedavi için 0533 527 91 46 – 0544 552 76 44 telefon numaralarından detay bilgi alabilir, Metabolik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Kerim Güzel'e soru sorabilirsiniz.

    Şeker Hastalığı Tipleri Nelerdir?

    Son yıllara kadar diyabet hastalığının tip 1 ve tip 2 olarak iki şekilde olduğu bilinmekteydi. Fakat, son dönemlerde yapılan araştırmalar tip 1,5 olarak adlandırılan ara form diyabetin varlığını da ortaya koymuştur. Bunların dışında, bazı kaynaklar, pankreatit gibi hastalıklar veya cerrahi müdahalelerden kaynaklanan tip 3 diyabet olarak adlandırılan bir hastalığı da ortaya koymaktadır. Daha açık bir ifadeyle, hastanın vücudu insülin üretmiyorsa tip 1, üretiyor ama kullanamıyorsa tip 2 diyabet olarak isimlendirilmektedir. Ara form tip 1,5 diyabetteyse, insülin üretimi özellikle başlangıçta varken, hastaların çoğunda insülin depoları boşalır, insülin üretimi durur, bu aşamada tip 1 diyabete döner.

    Tip 1 Diyabet Nedir?

    Vücudun enerji ihtiyacı, yiyeceklerimizdeki temel besin öğeleri olan karbonhidrat, protein ve yağlardan sağlanır, emilebilmek için en küçük parçalarına ayrılan bu besin öğelerinin en önemlisi, “glikoz” adı verilen şekerdir. Glikoz, beyin başta olmak üzere vücudun tüm organlarının önemli bir enerji kaynağıdır. Hücreler, gereksinimi olan glikozu, midenin arkasındaki pankreas bezinin salgıladığı bir hormon yardımıyla kullanır. İnsülin olarak bilinen hormon, vücutta yapılmazsa, alınan gıdalar enerji olarak kullanılamaz. İnsülin hormonunun eksikliğine bağlı olarak oluşan şeker hastalığına tip 1 diyabet denir. Her yaşta görülebildiği gibi sıklıkla çocukluk ve gençlik yaşlarında başlar. Bu yüzden juvenli diyabet de denir. Ülkemizde 4 milyonun üzerindeki şeker hastalarının yüzde 10’u yani yaklaşık 400 bini bu tip şeker hastasıdır.

    Tip 1 Diyabet Belirtileri

    • Görmede bulanıklık ya da net görememe ve görme ile ilgili sorunlar
    • Yorgunluk ve bitkinlik
    • Artan açlık ve susuzluk hissi
    • Dehidratasyon (Sıvı Kaybı)
    • Bariz bir nedeni olmadığı halde kilo kaybı

    Tip 1 Şeker Hastalığı Nasıl Tedavi Edilir?

    Tip 1 diyabeti önlemenin yolu yoktur!

    Tip 1 diyabet hastaları vücut bu hormonu üretemediğinden günde birkaç kez insülin alma gereksinimi duyar. Bunlar, hayatlarının kalan bölümlerinde insülin alma gereksinimi duyacaklardır.

    Tip 1 diyabeti kontrol altında tutulmazsa hayati tehlike yaratan durumlarla karşı karşıya kalınabilir. Tip 1 diyabet hastası pek çok insan, uzun ve sağlıklı bir yaşam sürmektedir. Ancak sağlık durumunun iyi olması, kan şekeri düzeyini doktorun verdiği sınırlarda tutmakla olanaklıdır.

    Yaşam Tarzında Değişiklik

    Tip 1 diyabette egzersiz önemlidir, fakat bu yalnızca koşmak gibi basit bir şey değildir. İnsülin dozunu, yenileni ister evde ister açık havada her türlü faaliyeti dengelemek gerekir.

    Karbonhidrat, yağ ve proteinlerin oynadığı rolü bilirseniz, şekerinizin olması gereken düzeyde sağlıklı bir yeme oluşturabilirsiniz, diyetisyeniniz size bu konuda yardımcı olabilir.

    Tip 2 Diyabet Nedir?

    Tip 2 diyabet erişkinlerde görülen şeker hastalığı türüdür. Pankreas, insülin üretir ancak insülin direnci yüzünden vücut bunu gerektiği şekilde kullanamaz, daha çok 40 yaşın üzerindekilerde ortaya çıkar.

    Diyabet, kandaki bir tür şeker olan glikozun vücut tarafından kullanımını engelleyen, yaşam boyu süren bir hastalıktır.

    Tip 2 diyabet vücut açısından önemli bir yakıt kaynağı olan glikoz (metabolize şeker) metabolizmasını etkileyen kronik bir durumdur.

    Tip 2 diyabet hastalığında, vücut ya hücrelere şeker taşıma işini düzenleyen hormon olan insülin etkisine direnç gösterir ya da normal glikoz düzeyini koruyacak oranda insülin üretmez.

    Tip 2 şeker diyabet, yetişkinlerde görülen şeker hastalığı olarak bilinirdi ancak günümüzde daha fazla çocuğa, çocukluk çağı obezitesindeki artışa bağlı olduğu sanılan hastalık için de bu teşhis konulmaktadır.

    Tip 2 Diyabetin Başlıca Belirtileri

    • Artan susuzluk hissi
    • Sık idrara çıkma
    • Artan açlık hissi
    • Kilo artışı veya kilo kaybı
    • Bitkinlik
    • Bulanık görme
    • İyileşmeyen yaralar
    • Sık sık enfeksiyon geçirme
    • El ve ayaklarda karıncalanma ve hissizlik
    • Tekrarlayan mantar enfeksiyonları
    • Ciltte, genellikle koltuk altında ve boyunda koyu renkli bölgeler oluşması

    Tip 2 Diyabetin Diğer Belirtileri

    • Ağız kuruluğu
    • Yorgunluk
    • Vücuttaki yaraların geç iyileşmesi
    • Kuru ve kaşıntılı cilt
    • Sık geçirilen enfeksiyonlar
    • Bulanık görme
    • Cinsel sorunlar
    • Ellerde, ayaklarda veya ağız çevresinde uyuşma, karıncalanma

    Diyabete Yol Açan Durumlar

    Pankreas, insülin adında hormon üretir, bu besinlerden gelen glikozun hücrelerde enerjiye dönüşmesini dönüşmesini sağlar. Tip 2 diyabetliler insülin üretir ancak bunu gerektiği şekilde kullanamaz, doktorlar bunu insülin direnci olarak adlandırır.

    Başlangıçta, pankreas, glikozu hücrelere taşımak. İçin daha çok insülin üretir, ancak bunu sürdüremez ve kanda şeker düzeyi artar.

    Bunun nereden kaynaklandığı tam olarak bilinmemektedir fakat aşırı kilolu olmak ve hareketsiz bir hayat gibi genetik ve çevresel faktörler, buna yol açan nedenler arasında gösterilebilir.

    Şeker Hastalığı Risk Faktörleri

    Tip 2 diyabet riskini artıran faktörleri şu şekilde sıralamak mümkündür:

    Kilo: Aşırı kilolu olmak, tip 2 diyabet için ana faktördür, fakat tip 2 için aşırı kilolu olmak şart değildir. Aşırı kilolu ya da obez olmak insülin direncine neden olabilir, özellikle orta bölgede fazla yağ varsa… Tip 2 diyabet yetişkinleri olduğu kadar obezitesi yüzünden çocukları ve ergenleri de etkilemektedir.

    Metabolik Sendrom: İnsülin direnci olanlar, genellikle yüksek kan şekeri olan, bel çevresinde fazla yağ toplanmış, yüksek kan basıncı, yüksek kolesterol ve trigliserid (kanda yer alan en yaygın yağ türü) olan bir gruptur.

    Karaciğerde Çok Fazla Glikoz Üretilmesi: Kan şekeri düştüğünde karaciğer glikoz üreterek iletir, yemekten sonra kan şekeri arar genellikle karaciğer yavaşlar ve glikozu daha sonra kullanmak üzere depolar, fakat bazılarının karaciğeri bunu yapamaz, şeker üretmeye devam eder.

    Yağ Dağılımı: Eğer vücut yağları, kalça ya da bacaklar yerine karında toplanmışsa tip 2 diyabet hastası olma riski daha çoktur. Erkeklerde bel çevresi 101,6 cm’den, kadınlarda 88,9 cm’den fazlaysa tip 2 diyabet hastası olma riski artar.

    Hareketsizlik: Ne kadar hareketsiz iseniz o kadar tip 2 diyabet hastası olma riskiniz vardır. Fizksel aktivite, kilo kontrolünü kolaylaştırır, glikozu enerjiye çevirmeye yardımcı olur ve hücrelerin insüline duyarlı olmasını sağlar.

    Aile geçmişi: Tip 2 diyabet riski ebeveyn ve kardeşlerde görülmesi durumuna göre artış gösterir.

    Irk: Sebebi açık olmamakla birlikte siyahlar, hispanikler, Amerikan yerlileri ve Asya- Amerikalılar gibi belli ırktan olanlarda tip 2 diyabetin ortaya çıkma riski beyaz ırktakilere oranla daha çoktur.

    Yaş: Tip 2 diyabet riski yaşlandıkça, özellikle 45’ten sonra artış göstermektedir. Bu insanların giderek daha az spor yapması, kas kütlesinde azalma ve kilo almaya bağlı olabilir, ancak tip 2 diyabet çocuklar, ergenler ile genç yetişkinlerde de artmaktadır.

    Prediyabet: Prediyabet, kan şekeri düzeyinin normalden yüksek olduğu, ancak diyabet sınıfına girmediği bir durumdur, tedavi edilmediği zaman prediyabet, genellikle tip 2 diyabete dönüşür.

    Gebelik diyabet: Hamilelikte gebelik diyabeti yaşanması durumunda tip 2 olma riski yüksektir. 4 kilodan ağır bebek doğurma durumunda da tip 2 diyabet riski vardır.

    Polikistik Over Sendromu: Düzensiz adet dönemleri, aşırı kıllanma ve obeziteyle birlikte görülen polikist over sendromlu (PCOS) kadınlarda diyabet riski yüksektir.

    Kotuk altı ve boyun bölgesindeki cilt renginde koyulaşma: Genellikle insülin direncinin göstergesi olarak kabul edilir.

    Tip 2 Diyabet Tedavisinde Metabolik Cerrahinin Yeri

    Tip 2 diyabetlilerde, insülin direncinin hem hücre öncesi hem de hücre içi söz konusudur. Bu durumda, özellikle sindirim sisteminden kaynaklanan direnç hormonları, zırh gibi hücrelerin etrafını sarar, insülinin hücre içine girişini engeller. Metabolik cerrahi uygulamaları sonucunda, sindirim sistemi kaynaklı direnç hormonları söner, hücrenin etrafındaki zırh açılır insülin rahatça hücre içine girer. Benzer biçimde ameliyattan 2-3 ay sonra yağ, protein metabolizması, karaciğer yağlanması ve hasarı da düzeldiğinden, hücre içi sinyal iletim mekanizmaları tersine döner. Sonuç itibarıyla, metabolik cerrahi uygulaması sonrası, hastaların kan şekerlerinin, kolesterol ve trigliserid düzeylerinin yanında; tansiyon yüksekliği, kilo fazlalığı, karaciğer yağlanması, göz- böbrek hasarı ve ayak yaraları gibi sorunlar tek bir operasyonla giderilir.

    Kimler Metabolik Cerrahi İçin Adaydır?

    • Uygun tedaviye rağmen kan şekerini kontrol altına alamayan hastalar
    • Göz, kalp, böbrek, karaciğer, ayaklar gibi organ hasarı belirti ve bulguları yaşamakta olan hastalar
    • Ciddi kilo problemi olan hastalar